Hayatimin ilk blog postu. Okkadar heyecanli, okkadar mes'udum ki...
Degil. Saat olmus gecenin 11:16'si. Odada, oda arkadasimin disinda 3 kisi, oturmus kagit oynuyorlar. Yuker dedigimiz bir oyun burada. Eglenceli esasinda, ama yorgunluktan midir nedendir bilemedim, oynayasim yok pek.
Kac gundur kafamdaydi bu blog mevzusu. Diyorlar ki internet aleminin yeni iletisim kanaliymis bloglar. Sirketler "cocugumu keserim" diyorlarmis blog dunyasinda belli bir varlik gostermek, bu yeni pazarlama kanalini penetre edebilmek icin. Hayir, sirket degilim; son derece tuzel bir kisilige sahibim amma velakin meraka dustum, tansiyonum cikti. Dedim ki madem ki bilgi caginin nadide bir mensubuyum, gorelim bakalim neymis ne degilmis su blog muhabbeti. Daha kim kimdir, sag alttaki tus ne ise yarar onu da cozmus degilim, ama azimliyim (ya da sarhos oluyorum) ogrenecegim. Gelecek nesillere sahane degerler, hatiralar birakacagim. Neyse.
Anladigim kadariyla blog denilen nane, forum konseptinin biraz ozele indirgenmisi. Herkesin kendine ozel bir yazma-cizme alani oluyor. Gelen okuyor, giden yorum yapiyor; kartopu misali dallanip budaklanip buyuyor bu olay. Hos tabi. Ama benim blog olusturdugumu, durdugum yerde yazi yazdigimi kim bilecek de gorecek burayi? Simdi oturup ese dosta "Inanir misin kardes, bir blog yapmisim parmaklarini yersin; portakalli ordek gibi masallah" ayarinda mesajlar yollamak, telefon acmak, kart atmak lazim. Yoksa otur evinde gunluk tut; ayni noktaya variriz gibi geliyor. Blogu takip eden bir okuyucu bir kitlesi olmadan, blog blog mudur? Ben bunu merak ediyorum su noktada. (Hatta yamulmuyorsam basliktaki 'nedir ne degildir' ibaresi de buradan gelmis olsa gerek aklima.)
Ilginc sey. Iyi yazabildigimi soylerler; ama simdiye kadar kendimde yeterli bir disiplin gormedim bos zamaminda oturup bir seyler yazmak icin. Elbet sayfalarca yazdigimiz, ettigimiz oldu. Ama isin ucunda ya bir odev, ya bir proje vardi. Iskembeden sallayarak bir yere vardigimi hatirlamiyorum pek. Bakalim, hayirlisi. Bu sefer yazmaya devam ederim insallah da ileride donup baktigimda sey diyebilirim: Vay anasini, neler demisim ben? Salak miymisim biraz acaba?
Uzattim, konudan saptim; hatta bir yandan da Yuengling iciyor oldugumdan olsa gerek (ki blogun ismi de Yuengling'den gelmekte) parca pincik konusmaya basladim. Baglayalim konuyu:
Yaziyi buraya kadar okuyan olduysa diyecegim odur ki "supersiniz, sabriniz peygamber mertebesine erismis durumda. Internetten cikip kendi dininizi kurun, carmiha gerilin." Tesekkurlerimle, saygilarimla.
Selim
Kimsin len sen?
- marlboro insani
- New York, NY, United States
- Internet mecrasinda yazma macerasina eksi sozluk'te baslamis, su aralar ise blog yaratma girisiminde olan bir insan evladi marlboro insani. Bildigin senin benim gibi bir adam teknik olarak. Belki ortalamanin biraz daha ukalasi. Yerli olur, yersiz olur. Hosgoruverin.
Tuesday, May 03, 2005
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
9 comments:
ben de öyle diyordum, kim görücek ki, ne olucak ki konuş rahat rahat oh. sonra bir baktım, görülüyormuş. burası gibi. devamlar, başarılar.
hislerime tercüman oldun...
(bkz: ilk blog ve mezuniyet)
Super baslamis da soyle bol bol yazilar vay efendim cesitli oyunlar falan olsa guzel olmaz mi ?
blogspot'a hosgeldin marlboro kardes...
bekliyoruz yazilarini.
ne o genc? ses seda yok.
sarmadi galiba genc bu blog olayi,hıı?
devami nihayet geliyor. username'i hatirlayincaya kadar gobegim catladi. (kafa kalmamis ki anasini satayim.)
sevgiler
kim nereden gorecek bu blogu demissin ama iste bir sekilde bulunuyor demek ki... daha guzel yazilarini bekliyoruz, kuzeyden haberler ver bize bakalim, nedir ne degildir ogrenelim bilelim. neyse ben simdi gideyim de kendi dinimi kurayim, buyuk sozu dinlemek lazim tabi.
Post a Comment